Aşağıda konuyla ilgili en iyi bilgiler ve bilgiler yer almaktadır düşünüyorum öyleyse varım kimin sözü Ekibin nuthuy.com kendisi tarafından derlenmiş ve sentezlenmiştir gibi diğer ilgili konularla birlikte: Düşünüyorum, öyleyse varım ne demek, Düşünüyorum, öyleyse varım Diyen filozof, Düşünüyorum o halde varım sözünden ne anlıyorsunuz, Düşünüyorum öyleyse varım İngilizce, Cogito ergo sum, Düşünüyorum, öyleyse varım hangi akım, Descartes I think therefore I exist, Cogito ne demek.
Anahtar kelime için resim: düşünüyorum öyleyse varım kimin sözü
Hakkında en popüler makaleler düşünüyorum öyleyse varım kimin sözü
Düşünüyorum Öyleyse Varım Kimin Sözüdür, Ne Demektir?
Yazar: www.turkcebilgi.com
Değerlendirmek 3 ⭐ (8109 Derecelendirmeler)
En Çok Oy Alan: 3 ⭐
En düşük puan: 1 ⭐
Özet: Hakkında makaleler Düşünüyorum Öyleyse Varım Kimin Sözüdür, Ne Demektir? “düşünyüorum öyleyse varım” sözü Fransız düşünür [Rene Descartes]’indir. Latincesi “cogito ergo sum” ingilizcesi “i think therefore i am” dir.
Arama sonuçlarını eşleştirin: ihtiyaç duyduğu için böyle birinin var olduğunu sanır. Knowlson'a göre bu durum, Descartes’ın ünlü “Düşünüyorum, öyleyse varım” aforizmasının çarpıtılmış bir…
“Düşünüyorum Öyleyse Varım.” Sözü Kimindir? – Mynet
Yazar: www.mynet.com
Değerlendirmek 3 ⭐ (17637 Derecelendirmeler)
En Çok Oy Alan: 3 ⭐
En düşük puan: 1 ⭐
Özet: Hakkında makaleler “Düşünüyorum Öyleyse Varım.” Sözü Kimindir? – Mynet Düşünüyorum, öyleyse varım; René Descartes’ın Batı rasyonalizminin kurucu elementi olan felsefi sözüdür. kardelen5463 – 13 Nisan 2013 cevapladı.
Düşünüyorum O Halde Varım Diyen Filozof Ne Demek …
Yazar: www.milliyet.com.tr
Değerlendirmek 4 ⭐ (32735 Derecelendirmeler)
En Çok Oy Alan: 4 ⭐
En düşük puan: 2 ⭐
Özet: Hakkında makaleler Düşünüyorum O Halde Varım Diyen Filozof Ne Demek … Descartes tarafından söylenmiş olan düşünüyorum o halde varım cümlesi, günümüzde hala tartışılan sözler içerisinde geliyor. Özellikle yaşam …
Arama sonuçlarını eşleştirin: Dünyanın en önemli ve en ünlü filozofları arasında Descartes gelir. Özellikle kurduğu düşünüyorum o halde varım cümlesi, yüzyıllar boyunca günümüze kadar ulaşmıştır. Descartes burada varlığı kesin olan tek unsurun düşünmek olduğunu öne sürmüştür. Tümevarımsal bir bilgi kanunu çerçevesinde ele aldığ…
‘Düşünüyorum öyleyse varım’ sözü üzerine | Bilim ve Gelecek
Yazar: bilimvegelecek.com.tr
Değerlendirmek 3 ⭐ (4415 Derecelendirmeler)
En Çok Oy Alan: 3 ⭐
En düşük puan: 1 ⭐
Özet: Hakkında makaleler ‘Düşünüyorum öyleyse varım’ sözü üzerine | Bilim ve Gelecek “Düşünüyorum öyleyse varım” Rene Descartes’in metafizik felsefesinin ilk ilkesidir. Kartezyen kuşku yönteminin temelini oluşturur. İdealist …
Arama sonuçlarını eşleştirin: Bir panelde, konuşmacılardan birinin şu formülüyle irkildim, havaya zıpladım demek daha doğru olacak! “Teokratik düzenin ilkesi, ‘İnanıyorum, öyleyse varım’dır; Demokratik düzenin ilkesiyse, Descartes’ın da dediği gibi, ‘Düşünüyorum, öyleyse varım’dır”. Bunun üzerine alkışlar… alkışlar! Ön sır…
Özet: Hakkında makaleler Düşünüyorum Öyleyse Varım Sözünün Açıklaması Nedir Özet: Rene Descartes’in aşama aşama ulaştığı meşhur sözüdür. · Detay: “Düşünüyorum, öyleyse varım”. · BUNUNLA NE DEMEK İSTEMİŞTİ? Eğer düşündüğünüzün …
“öyleyse varım” metninin Almanca çevirisi – Reverso Context
Yazar: context.reverso.net
Değerlendirmek 4 ⭐ (26667 Derecelendirmeler)
En Çok Oy Alan: 4 ⭐
En düşük puan: 2 ⭐
Özet: Hakkında makaleler “öyleyse varım” metninin Almanca çevirisi – Reverso Context Yüzyılda, Fransız filozof René Descartes “her şeyin açıklaması” ile geldi: Düşünüyorum öyleyse varım. Im 17th Jahrhundert hat der französische Philosoph René …
Descartes, “Düşünüyorum Öyleyse Varım” Derken Ne Demek …
Yazar: seyler.eksisozluk.com
Değerlendirmek 4 ⭐ (33088 Derecelendirmeler)
En Çok Oy Alan: 4 ⭐
En düşük puan: 2 ⭐
Özet: Hakkında makaleler Descartes, “Düşünüyorum Öyleyse Varım” Derken Ne Demek … … meşhur sözü “düşünüyorum öyleyse varım” ne anlama geliyor? … ama bu öznenin kim olduğu hakkında kesin olan hiçbir iddia ortaya koyamaz …
Özet: Hakkında makaleler düşünüyorum öyleyse varım kimin sözü – ❤️ bilgi90 “Düşünüyorum öyleyse varım” Rene Descartes’in metafizik felsefesinin ilk ilkesidir. Kartezyen kuşku yönteminin temelini oluşturur. İdealist felsefenin çarpıcı …
Arama sonuçlarını eşleştirin: Son olarak, ancak bu aşamaya dek söylenenlerin en önemsizi anlamında değil, şunu vurgulamak istiyorum: “insanoğlunun varoluşunun anlam kazanabilmesi için ne yapması gerekirdi?” sorusuna bir sav-söz ile yanıt vermek gerekirse, “Üretiyorum, öyleyse varım” demek daha doğru olurdu. Buradaki “varım” sözc…
Descartes’in ‘Düşünüyorum, o halde varım’ Sözü Hakkında
Yazar: www.ilimcephesi.com
Değerlendirmek 4 ⭐ (24168 Derecelendirmeler)
En Çok Oy Alan: 4 ⭐
En düşük puan: 2 ⭐
Özet: Hakkında makaleler Descartes’in ‘Düşünüyorum, o halde varım’ Sözü Hakkında Çünkü, bu diyarda “esas”ı itibariyle tesis edilemeyen “şey”in, “varolduğu”nun “ispat edilmesi” neticesinde “kimlik” kazanacağı zannedilir. Bu diyarın “düşünür” …
Arama sonuçlarını eşleştirin: Grek-Latin-Kilise diyarında, Descartes’ın bu neticesini eleştiren bazı “düşünür”ler, mesela: “Yürüyorum, o halde varım”/ “zıplıyorum, o halde varım” gibi iddialarla da, “kendilerinin var olduğu”nun ispat edilebileceğini; bu itibarla, “zihni…
Özet: Hakkında makaleler Hissediyorum, öyleyse varım! – 1000Kitap Üçüncü söz de Albert Camus’nun şu sözüdür: “Başkaldırıyorum, o halde varım. … Modern çağda “düşünüyorum o halde varım” ifadesi “hissediyorum öyleyse varım …
Arama sonuçlarını eşleştirin:
Cloudflare Ray ID: 705a496e1bc41248
•
Your IP: 27.79.238.117
•
Performance & security by Cloudflare
Düşünüyorum öyleyse varım sözü kime aittir – Edificio Cervantes
Yazar: edificiocervantes.es
Değerlendirmek 4 ⭐ (23235 Derecelendirmeler)
En Çok Oy Alan: 4 ⭐
En düşük puan: 2 ⭐
Özet: Hakkında makaleler Düşünüyorum öyleyse varım sözü kime aittir – Edificio Cervantes Kendini Bil – Blogger. Konya’da tur otobüsü devrildi: 5 ölü, 26 yaralı.Search for düşünüyorum öyleyse varım sözü kime aittir with Ecosia and …
Arama sonuçlarını eşleştirin:
Cloudflare Ray ID: 705a4975acba3da0
•
Your IP: 27.79.238.117
•
Performance & security by Cloudflare
düşünüyorum öyleyse varım kimin sözü – Türkçe Malumatlar
Yazar: turkcemalumatlar.com
Değerlendirmek 4 ⭐ (22981 Derecelendirmeler)
En Çok Oy Alan: 4 ⭐
En düşük puan: 2 ⭐
Özet: Hakkında makaleler düşünüyorum öyleyse varım kimin sözü – Türkçe Malumatlar René Descartes’in fikirleri, hem matematik hem de felsefe alanında kendinden sonrakileri derinden etkiledi. Fransa’da, Bretagne’da bir avukatın oğlu olarak …
Arama sonuçlarını eşleştirin: René Descartes’in fikirleri, hem matematik hem de felsefe alanında kendinden sonrakileri derinden etkiledi. Fransa’da, Bretagne’da bir avukatın oğlu olarak dünyaya geldi. 1628’de, yeni fikirlere çok daha yumuşak bakan Protestan Kilisesi’nin bulunduğu Hollanda’ya y…
Çoklu okuma içeriği düşünüyorum öyleyse varım kimin sözü
“Düşünüyorum öyleyse varım” ifadesi yanlış kullanılmış ve ne yazık ki günümüzde gerçek kullanım bağlamını kaybetmiştir. Sözü edilen metafizik ilke, “Düşünmek erdemdir; insan düşündüğü sürece insani niteliklere sahiptir; “Varlığımın bir anlamı olması için düşünmem lazım” anlamında kullanılır. Ancak bu anlamda kullanıldığı sürece yanlış yapılır ve kafa karışıklığı yaratır!
“Düşünüyorum öyleyse varım” Rene Descartes’ın metafizik felsefesinin ilk ilkesidir. Kartezyen şüphe yönteminin temelini oluşturur. İdealist felsefenin öne çıkan bir tezidir (sloganı). Bu özdeyiş, düşünmenin bir erdem olduğunu ileri sürmez. Varlık bağlamında, akıl birinci derecede önemlidir. Aklın dışında nesnel bir dış dünyanın varlığından şüphe eder.
Türkiye’deki bazı yazar ve düşünürler,ben öyle düşünüyorum”Argüman kelimesini yanlış kullanmışlar ve ne yazık ki günümüzde gerçek kullanım bağlamını kaybetmiştir. Söz konusu metafizik ilke, “Düşünmek erdemdir; insan düşündüğü sürece insani niteliklere sahiptir; “Ben” anlamında kullanılır. Varlığımın anlam kazanması için düşünmem lazım”. Ancak bu anlamda kullanıldığı sürece yanlış yapılıyor ve kafa karışıklığı yaratıyor!
Bu tabir, Kemalist Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi kuruluşların panel ve konferanslarında, birçok gazetenin önde gelen köşe yazılarında sıklıkla kullanılmaktadır. itibar. Siyasete girmeye çalışan gençlerimiz bu tür toplantılara katılıyorlar ve köşe yazılarını ilgiyle okuyorlar. Ancak bu toplantılarda “Düşünüyorum öyleyse varım” ifadesinin kullanılması bağlamında, gençlerimizin felsefi olarak “zehirlendiklerini” üzülerek fark ediyorum. . Bilinçli ya da bilinçsiz bu tür sapmalar, vücutta su olmayınca da çöle dönüşen Türk felsefi yaşamının kaktüsleri gibidir.
Bir tabloda, havaya zıpladım diyenlerden birinin tarifiyle irkildim desem daha doğru olur! “Teokratik düzenin ilkesi ‘İnanıyorum, öyleyse inanıyorum’; Demokratik düzen ilkesi, Descartes’ın dediği gibi, ‘Düşünüyorum, öyleyse varım’. Alkışla… Alkışla! Salonun arka sırasına döndüm, ön sırada oturduğum yer, gençler heyecanla ellerini çırpıyorlardı! Konuşmacının “Descartes’ın dediği gibi…” dememesinin bir önemi yoktur. Konuşma dilinde tırnak (“…”) göremediğimiz için, ‘yazar söz konusu cümleyi düşünmenin bir erdem olduğunu vurgulamak için söylemiştir. ‘.
Başka bir örnek. Hayatı boyunca fikirlerini aktaran, yarattıklarını en anlaşılır dille halkına sunan saygın bir yazar ve köşe yazarı, onun sonunu izle. Yazımı bitirmek ne kadar yanlış, çok iyi bir başlangıç:
“Soru ve cevap bir bütündür. İnsan hayatı boyunca sorar ve cevaplar; bu diyalektik nesilden nesile aktarılarak devam eder; İnsanlığın birikimi sonsuzluğa uzanır, asla söylenemez. Her soruyu bir cevap takip eder; her cevap yeni bir soruya yol açar; Medeniyet böyle gelişti. Cevap verme ve soru sorma bütünleşmesinde tek cümlede insan varlığı vurgulanır: ‘Düşünüyorum, öyleyse ben! ..’
Ünlü sözler tırnak içinde verilmiştir. Çift tırnak, onaylamanın bir alıntı olduğunu gösterir. Çoğumuz bu sözün Descartes’a ait olduğunu biliyoruz. Sanırım bu yüzden yazar argümanın yazarından bahsetmiyor. Yapabilir. Ancak çok küçük bir ayrıntıya değinmek istiyorum. Argümanın orijinalinde Descartes virgül, ünlem işareti ve elips kullanmadı. Alıntıların dışına eklenmelidir. Bu durumda, argümanın anlamının nasıl değişeceğini bilmiyorum. Yazının son iki cümlesine bir göz atalım:
“Cevaplama ve sorgulamanın bütünleşmesinde tek cümlede insan varlığı vurgulanır: ‘Düşünüyorum öyleyse varım!..'”
Descartes’ın idealist felsefesi açısından bakıldığında bu iki cümle felsefenin özüyle çelişmez. Ancak yazarın bu bağlamda Kartezyen metafizikle ilgilendiğini düşünmüyorum. Muhtemelen “düşünmek, düşünmek daha iyi bir erdemdir” demek istemiştir!
Son olarak, şu ana kadar söylenenlerin bir nebze de olsa altını çizmek istiyorum: “Bir insanın varlığını anlamlı kılmak için ne yapması gerekir?” Soruya tek kelime-nesne ile cevap vermek için “Üretiyorum, öyleyse varım” demek daha doğru olur. Buradaki “ben varım” kelimesi aynı zamanda “insan olarak varlığımın bir anlamı vardır” anlamına da gelmektedir. Ama Descartes’ın argümanındaki “ben” kelimesine gelince durum çok ama çok farklı!
Bu makalenin hazırlanmasındaki amaç, gerçek kullanım bağlamından kopuk olan argüman kelimesinin hangi anlamda kullanıldığını okuyucuya bir kez daha hatırlatmak içindir. Makalede Rene Descartes’ın hayatının önemli yönlerine, dini, bilimsel ve felsefi karakterine kısaca değinildikten sonra, “düşünüyorum öyleyse varım” cümlesindeki anlamı ele alınacaktır.
Aramada Descartes
Rene Descartes bir matematikçi, filozof, sadık bir Katolik ve birçok başka özelliği olan ilginç bir insandı. Okulu bitirdikten sonra kitaplardan öğrenme sürecinin artık kendisine bir faydası olmayacağına inanmaktadır. Sonra kendini incelemeye başladı. Diğer tüm bilimleri bir kenara bırakarak, kendi deyimiyle “dünyanın en büyük kitabı”nı incelemeye başladı. Descartes’ın bahsettiği en büyük kitap, soyut anlamda insan, kendisinden ancak en başta haberdar olunabilecek kişidir, yani kendisidir.
İncelediği kişi, özellikle de kendisi, incelemeye değer bir kişiliğe sahip! Hayatında ve eserinde Katolik kilisesine yakın, bilim ateşiyle yanan bir şahsiyet ilginç bir şekilde iç içe geçmiştir. Descartes bu analizi, o sırada üç önemli karar aldığı noktaya getirdi. Potansiyellerinin nasıl ortaya çıktığını buna şöyle adlandırmak daha doğru olabilir: 1) Şimdiye kadar öğrendiklerini “unut”, bu bilgiden hep birlikte “uzak dur”; 2) Kartezyen şüphe yöntemini formüle etmek ve 3) cebiri geometriye uygulamak.
Kurduğu felsefenin ilk tanımı,merkezcil kuraleserinde sunulmuştur. Bu vasiyetten sonra yayınlanan eserde, Descartes’ın matematiksel yöntem anlayışı gösterilmektedir. tarafından başka bir çalışmadünyabaşlık ileYöntem üzerine dersÇalışmasının V. Bölümünde yayınlanmıştır. Descartes, astronomi ile başlayarak, evrenin fizik yasalarına göre nasıl oluştuğunu anlatır. Daha sonra hayvanları ve insanları tasvir etmeye devam etti. Burada Descartes insan vücudunun mekanik bir açıklamasını verir. Bu eserde insan vücudu, insan tarafından tasarlanan herhangi bir makineden daha iyi çalışan, Tanrı’nın yarattığı bir makine olarak tanımlanır. Descartes’ın bu eserleri Galileo ve Harvey’in eserlerinden türetilmiştir.Kan dolaşımıİncelemesinden ilham aldı.
Descartes bu eserleri yayınlamaya hazırlanırken insanlık için üzücü bir gerçek, Katolik kilisesi için de bir utanç ortaya çıktı. 1633’te Galileo, Katolik kilisesi tarafından lanetlendi, kitabı yakıldı ve tiksinti içinde tövbe etmeye zorlandı. Bu gelişmeler Descartes’ı çok tedirgin etti. Descartes, Galileo’nun yazılarında Kilise’ye karşı herhangi bir saygısızlık veya saldırı görmediğinden, onları bizzat inceledi. Aslında, kendi araştırmalarından bazılarının Galileo’nun bulgularıyla paralellik gösterdiğini biliyordu. Bu gelişmeler Descartes’ı korkutmuş ve eserlerini yayınlamaktan vazgeçmesine neden olmuştur. Çünkü Descartes’ın cilasında kahramanca bir içerik yok! Ayrıca, Kilise’ye olan derin ve samimi bağlılığı, otoritesine de saygı duyar. Galileo’nun Kilise tarafından lanetlenmiş olması, Galileo’ya benzer şekilde, vardığı sonuçların doğruluğundan şüphe etmesine neden oldu. Öte yandan, bir kahraman olmak istemiyor. İşini halletmek için zamana ve sessiz bir hayata ihtiyacı var. Bu nedenle, Kilise ile sorun yaşamaması gerektiğine inanıyordu. Başka konulara geçti ve 1637’deYöntem üzerine derskitabını yayınla.
Galileo, Bruno, Descartes
Türkiye’de bilim adamları ne zaman sorumluluklarını yerine getirmeyip sessiz kalsa, Galileo’nun “korkaklığı” ya da aynı dönemde yaşayan Giordano Bruno’nun “kahramanlığı” örnek alınır. Bruno’yu taklit ederken bizim korkaklığımızı yansıttığı için Galileo’nun ‘korkaklığından’ utanıyoruz. Bruno’yu kutsal bir bilim şehidi olarak anıyoruz. Thomas Kuhn’a göre Bruno bir bilim şehidi değildi,Kutsal Ruh, BabaveOğlanbir insanda, Hz. İsa’da toplanan vaat adınaüçlemeHıristiyanlığın sözde doğuşunu protesto ettiği için yakıldı. O bir keşiş. Copernicus’un kozmolojik modelini “bilimsel olarak doğru” bulduğu için değil, onun mistik dünya görüşüne uyduğu için savundu; adil, cesur ve hayatıyla öde! Bruno’ya göre, Tanrı’nın sonsuz gücü, Ptolemy’nin sonlu evrenini değil, Kopernik’in sonsuz ve sınırsız evrenini temsil edebilir. Onu “yanan” bu görüşlerdi.[1]
Türkiye’deki bazı yazar ve düşünürler Descartes’ın “sanırım öyleyim” iddiasını kötüye kullanmışlardır.
Şu andan itibaren bilim adamları görevlerini tamamlamadıklarında Galileo-Bruno karşılaştırmasından ziyade yeni bir çifti karşılaştırmak daha uygun olabilir. Bu ikili Galileo-Descartes çifti olmalı. Galileo’nun “korkaklığı” yeniden gözden geçirilmeli ve Engizisyon’un anlamsız zulmüne ve baskısına rağmen Galileo’nun öğretilerini yaymaya devam ettiği unutulmamalıdır. Bir kez uyarıldı. Suçüstü yakalanırsa bunu hayatıyla ödeyeceğini bilerek “yeraltı gücünü” kullandı. Öğretilerini gizlice yaydı. Bir düşünün… Burjuva dünya düzeni güpegündüz ne kadar var, ne kadarı yeraltında! Galileo’nun eserinin bugüne kadar hayatta kalması son çabalarla oldu.
Galileo, Bruno ve Descartes’ın yaşadığı dönem siyasi özgürlüğün olmadığı bir dönemdi. O zamanlar Batılı bilim adamlarının düşünce özgürlüğünü hayal etmek bile zordu. Descartes dindar bir Katolikti ve kendini Kilisenin gücüne adamıştı. Kilisenin sadece teolojide değil, diğer tüm alanlarda otorite olduğuna inanıyordu. Descartes’ta rasyonalizm ve otorite arasındaki çelişkiler ve çatışmalar içsel olarak devam etti. İnançlarının tatmin olabilmesi için kurmaya çalıştığı felsefi sistemde her ikisine de yer bulması gerektiğinin bilincindedir. Ancak Descartes’ta akıl ve otoritenin uzlaşması mümkün değildir. İnandığı dinin “gerçeği”, Descartes’ın felsefesinde cisimleşmiştir. Öte yandan bilgi ve düşünce dünyası da aynı felsefeye başkaldırmaktadır. Ajansı doğrudan onaylayacak veya reddedecektir. Çağdaşı Thomas Hobbes bu çelişkili durumu çok güzel anlatmıştır: “Dinimizin mucizelerinin ve gizemlerinin iyileştirici etkileri hap gibidir; Bütün olarak yutulduğunda iyileştirici etkisini göreceksiniz. Çiğnemeye çalışırsan, iyileşemezsin. “
Bruno’ya göre, Ptolemy’nin sonlu evrenini değil, Kopernik’in sonsuz ve sonsuz evrenini değil, Tanrı’nın sonsuz gücünü temsil edebilir. Onun görüşü “hiçbir şey”.
Descartes’ın ruhsal dünyasında doktorlar tarafından yazılan reçeteleri göz önünde bulundurarak çiğnemeye hiç niyeti yoktu! Bu tür manevi reçetelerin gerekli olduğunu kanıtlamaya çalışırken, aynı reçeteler üzerine inşa edilmiş dünyayı haklı çıkarmaya çalışır. Descartes’ın düalizminin ortaya çıktığı yer burasıdır. Yarattığı felsefi sistemde, her iki dünyanın da birbirini tamamen dışlayacağı bir yer bulması gerekiyordu. Bu iki dünyanın nasıl etkileşime girdiğinden bahsetmez. Descartes’a göre ikisi de var ve aralarındaki iletişim büyülü! Aslında Descartes iki dünyayı katı sınırlarla birbirinden ayırır. Bu ayrım ikisini de incitir. Bir yandan Descartes’ın bu yaklaşımı mekanik bir dünya görüşü oluşturur. Bu görüş, modern materyalist dünya görüşünün temelidir. Öte yandan, bir tür idealizmi başlatır. Descartes’ın idealist felsefesi, aklı kendine kapatarak, maddi nesnelerden oluşan dış dünyanın varlığından şüphe duymanın, hatta varlığını tamamen inkar etmenin yolunu açar. . Descartes aklın bedenden ayrı olduğunu düşündüğü için akıldan başka bir ihtimalin olmadığına inanıyordu. Descartes’ın felsefesinde Tanrı, nesnel dünyadan ayrı kabul edilir.
Descartes’ın şüphe yöntemi
Descartes tüm bu sonuçları geliştirdiği Kartezyen şüphe yöntemiyle elde etmiştir. Bilimsel yöntem ve metafizik sonuçlar Descartes’ın düşünce sisteminde iç içedir. Onu matematik alanında önemli keşiflere götüren metodik anlayışı sonsuz değerdedir. Ancak aynı yöntemin metafizik alanındaki uygulamaları başarısız olmuştur. Descartes’ın ünlü şüphe yöntemi, ilk “Düşünüyorum çünkü ben” ilkesi ve Tanrı’nın varlığının kanıtı, ciddi ve affedilmez zorluklar sunar.
Descartes için “güzel” olan şey, matematiğin kesinliği ve matematiksel akıl yürütmesiydi. Diğer her şey şüpheli olmalıdır. Bu öneri, doğal olarak Kartezyen şüphe yönteminin ortaya çıkmasına ve gelişmesine yol açmıştır. Descartes, matematikte çok belirgin bir şekilde yaptığı dış dünya hakkındaki inançlarımızda ve teorilerimizde kesinlik bulamadı. O zaman mümkün olan her şeyi inkar etmek kalır. Çünkü Descartes’a göre olası kesinlik ile matematik arasında bir ilişki yoktur. Kesin ve apaçık olana dönmek zorunda hissediyor kendini. Bu yaklaşımın şüphecilerinkinden farklı olduğunu söylüyor:
“Yalnızca şüphe için şüphe eden ve yalnızca kesinlik ile ilgilenen şüphecileri taklit ettiğim söylenemez. Tam tersine, emin olabileceğim bir yer bulmayı düşünüyorum. Ayaklarımın altından kaygan olan kiri ve kumu bir kenara atıp, yerde daha sağlam durabileceğim kayaya ulaşmak istedim.”[2.]
Matematikteki kesinlik gibi kavramlar, nesnel dış dünyanın varlığının bilgisi söz konusu olduğunda Descartes’ı zorlaştırır. Descartes’ı bir kenara bırakıp insan deneyimine geçersek, gerçek dünyada duyulara yer olduğunu biliriz. Matematiği nasıl çalışırsak çalışalım, çalışmamıza saf gözlemlerle başlamalıyız. Başka bir deyişle, matematik olanla ilgilenmez; ortak çerçeveler oluşturmaya çalışın. Bu durumda hem var olan şeylerle hem de matematiksel bir doğrulukla kesin sonuçlara varabilir miyiz?
sorunlar var
Descartes, metafizik programında varoluş sorununu bütünüyle ele alır. “Bizim dışımızda var olan dünya hakkında bilgi edinmek istiyorsak, kesinlikle emin olduğumuz bir şey bulmamız gerektiğine” inanıyor. Daha sonra var olduğunu iddia ettiğimiz her şeyin, kesinlikle emin olduğumuz şeylerle tutarlılığını kanıtlamaya çalışır. Böylece Descartes, kurmaya çalıştığı metafizik felsefe sisteminin ilk ilkesini formüle etti: “Düşünüyorum öyleyse varım”. Bu ilke, diğer her şeyin temelini oluşturur; Bizden başka her şey bu ilkeden türetilebilir.
Descartes bu olasılığı göz önünde bulundurmamaya kararlıydı. Bu özdeşleşme, duyularımızla topladığımız verileri inkar etmek anlamına gelir. Genel varlığın kesinliğinden bahsedebiliriz ama tekil hakkında bilgi sahibi olamayız. Gerçek dünya “tekil olmayan”, tamamen matematiksel genellik olarak kabul edildiğinden.
Bu durumda bilgi ile algı arasındaki ilişkiyi anlamak güçleşir. Bu sistemde duyulara yer yok mu?
Descartes, birinci ve ikinci meditasyonlarında duyuların yanılsamasına atıfta bulunur. Duyuma neden olan nesnelerin doğasındaki değişikliklere dikkat çeker. Bu düşüncelerin sonucunda ulaştığı genel sonuç, “Şunun veya bunun belli bir cevherinin varlığından söz edebiliriz” gibi tam bir teorik kesinliğe ulaşılamayacağıdır. Dış dünyadaki tüm fiziksel nesnelerin varlığından şüphe edebiliriz. Descartes, bireysel nesnelerin varlığına ilişkin şüphelerden yola çıkarak, şüphelerini tüm nesnelerin varlığına genişletti. O zaman tüm dış dünyayı inkar eder. Ancak şüphecilerin ve şüphecilerin varlığından şüphe duymadı! Böylece “Ben olduğumu düşünüyorum” ilkesine ulaşır. Bu metafizik ilkeyi kuran Descartes, istediği sağlam temeli buldu ve diğer tüm bilgileri onun üzerine inşa etti.
İnsanlığın gerçek dünyayla deneyimi, ‘Duyularıma maddi bir nesne sunulmazsa, düşünecek hiçbir şeyim kalmaz ve bu nedenle hiçbir düşünme gerçekleşmez’ der. Ancak Descartes, zihnin bedenden tamamen bağımsız olduğu ve bedenden ayrı olarak var olmaya devam ettiği gibi hatalı bir iddiada bulunur:
“O zaman, bütün özü ve özü salt düşünce olan, varlığı için yer gerektirmeyen ve diğer tüm şeylerden bağımsız bir nesne olduğum sonucuna vardım. fiziksel beden. Dolayısıyla ‘ben’ yani beni ben yapan zihin bedenden tamamen ayrıdır. Zihni bilmek beden hakkında bilmekten daha kolaydır. ”[2.]
Descartes, Descartes’ın idealist şüpheciliğinin temelini bu şekilde atmıştır. Bu felsefenin modern epistemoloji üzerinde çok olumsuz etkileri olmuştur. Kartezyen idealizm, “akıl kendini maddeden daha kolay bilebilir” inancına dayanıyordu. Bu felsefeye göre dış dünyadan haberdar olabilmek için aklın varlığını varsaymak gerekir. Öte yandan, aklın var olması için, aklın bildiği dış nesnelerin varlığını da varsayması gerekir. Ayrıca, çıkarımlarımızın başlangıç noktası olarak kendi algıladığımız mantığı kabul edersek, mantığın ötesine nasıl geçebiliriz!? Aklın dışında nesnel bir dünyanın varlığını nasıl varsayabiliriz? Descartes’ın felsefesinde, düşüncenin varlığı, düşünce ile onu oluşturan nesneler arasındaki tam ayrılık pahasına gelir. Akıl, irrasyonel gerçeklikten bağımsız olarak yaratılır. Daha sonra aklı inceleyen Descartes, aklın kendi kendine yeterli olmadığını gösterir. Bu sonuç Descartes’ı yeni bir sonuca götürdü. Ancak, yeni sonuçlar irrasyonel bir gerçek dünyanın varlığını göstermiyor. Bu, tekil aklın bağlı olduğu başka bir aklın, yani Tanrı’nın varlığını gösteren bir sonuç olacaktır. Descartes, Tanrı kavramına dayanarak dış dünyanın varlığını kanıtlamaya çalışmıştır. Tanrı’nın varlığının kanıtı, Descartes’ın şüphe felsefesinin çok önemli bir temelidir. Allah, diğer pek çok ihtiyacın yanı sıra, akıl ile aklı oluşturan dış dünya arasında açılan boşluğu da doldurur. Descartes, Tanrı’nın varlığından yola çıkarak dış dünyanın varlığını kanıtlar. Bu şekilde Descartes, matematiksel düşünceye yol açan şeyin (bu durumda, astronotlar) aslında gerçekliğe eşdeğer olduğunu savunuyor.
çıkarım
“Düşünüyorum öyleyse varım” idealist felsefenin Descartes tarafından formüle edilen ilk ilkesidir. İddia – aklı tanımlayan sözde “düşünüyorum” kelimesi, Descartes’ın felsefesinde kesinlikle var olan tek şeydir. Aklın dışında nesnel bir dünyanın varlığı inkar edilmese de bu dünyanın varlığı da sorgulanmaktadır. Yine “düşünüyorum” sözcüğü düalist felsefenin akıl-madde çiftlerinden biri olan ruha birinci derecede önem vermektedir. Varlığı şüpheli olan ruh değil, maddedir. Bu kelimenin amacı, düşünmenin bir erdem olduğu argümanını ilerletmek değildir. Descartes, idealist felsefesinde erdemi neyin oluşturduğu ve neyin ruhsal olarak arzu edilir olduğu ile ilgilenmez. Onu ilgilendiren şey varoluştur.
Bu olumlamadaki “Ben varım” sözcüğü, varlığın kökenini ortaya çıkarmayı amaçlar. Kartezyen felsefede nesnel varoluşun kaynağı akıldır. “Ben varım” kelimesi nesnel varoluşa atıfta bulunur; Diplomasını umursamıyor. Söz, var olanın iyi mi kötü mü, güzel mi çirkin mi, ahlaklı mı yoksa ahlaksız mı olduğunu sormaz.
Descartes’ın felsefesinde, düşüncenin varlığı, düşüncenin onu oluşturan nesnelerden tamamen ayrılması pahasına gelir.
Descartes’ın felsefesinde duyularımız aracılığıyla hem kendimiz hem de nesnel dış dünya hakkında bilgi sahibi olabiliriz. Nesnel dünyanın varlığını ancak Tanrı aracılığıyla bilebiliriz. Tanrı olmadan “ben varım” diyemeyiz.
“Sanırım benim” metafizik ilkesini kullanmadan önce iki kez düşünmeliyiz. İdealist felsefeye, aklın madde ve Tanrı üzerindeki önceliğine inanıyorsanız, bu ifadeyi ilgili bağlamlarda kullanacaksınız. Ancak, insanları düşünmeye davet ediyor ve onları düşünmenin bir erdem olduğuna ikna etmeye çalışıyorsanız, bu argümanı tırnak içinde kullanmayın ve Descartes’tan bahsetmeyin! Daha sonra okuyucu veya dinleyici, bağlamından koparılan bu ifadenin anlamını anlar.
Not
1) Descartes, René,Yöntem üzerine ders,Meditasyon ve ilkeleri, 1984, Everyman’s Lib., Londra.
2) Kuhn, S. Thomas,Kopernik Devrimi, 1966, Harvard Üniversitesi. basmak.
Hakkında video eğitimleri düşünüyorum öyleyse varım kimin sözü
Rene Descartes Kimdir ? Pascala Boşluk Üzerine Deney Yapmasını Tavsiye eden Rene Descartes Kimdir ?
Tarihte ve günümüzde yer etmiş siyaset bilim akademi ve kültür alanlarında eserler bırakmış ünlü şahsiyetlerin hayatları hakkında kısa bilgiler içeren ,bahsedilen kişilerin eserleri icraatları ve topluma faydalı ve zararlı olan tüm yönlerini objektif ve akıcı bir şekilde anlatmaya çalıştığımız videolarımıza desteklerinizi bekliyoruz
Felsefeyle içli dışlı olmasanız bile mutlaka duymuş olabileceğiniz bir cümle “Düşünüyorum, öyleyse varım.” Bugüne kadar derinlemesine incelemek istediğim ama fırsat bulamadığım konulardandı. Bu video da vesile oldu. Kanal ile ilgili haberler ve fazlası için beni Instagram’dan takip edebilirsiniz.